Lider OSGB

Acil Durum Planı

18 Haziran 2013 tarihinde yayınlanan “İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik” doğrultusunda işyerlerinde acil durum planlarının hazırlanması, önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda yapılması gereken çalışmalar ile bu durumların güvenli olarak yönetilmesi ve bu konularda görevlendirilecek çalışanların belirlenmesi için her işyerinin kendine özgü Acil durum eylem planı hazırlaması gerekir. Acil durum eylem planı, işyerlerinde meydana gelebilecek acil durumlarda yapılması gereken işlemleri ve uygulamaya yönelik eylemleri ifade eder. Acil Durum Planının Hazırlanması İşyerinde meydana gelebilecek acil durumlar aşağıdaki hususlar dikkate alınarak belirlenir: İşveren, olması muhtemel acil durumların oluşturacağı zararları önlemek ve daha büyük etkilerini azaltmak üzere gerekli tedbirleri alır. Alınması gereken tedbirler, risklerden korunma ilkelerine uygun olmalıdır ve toplu korumayı esas alacak şekilde planlanır. Acil Durum Müdahale ve Tahliye Yöntemleri İşveren tarafından acil durumların vuku bulması halinde arama ve kurtarma, ilk yardım ve yangınla mücadele gibi uygulanması şart olan acil durum müdahale prosedürleri oluşturulur. İşyerlerinde yaşlı, engelli ve gebe çalışanlar gibi özel durumları bulunan çalışanlara tahliye esnasında refakat edilmesi için tedbirler alınır. Acil durum mücadele ve tahliye prosedürleri planlanırken işyeri personeli haricinde bulunması muhtemel kişiler de düşünülüp ona göre planlama yapılmalıdır. Görevlendirilecek Çalışanların Belirlenmesi 1) İşveren; işyerlerinde tehlike sınıflarını tespit eden Tebliğde belirlenmiş olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 30 çalışana, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 40 çalışana ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 50 çalışana kadar;       a) Arama, kurtarma ve tahliye,       b) Yangınla mücadele, konularının her biri için uygun donanıma sahip ve özel eğitimli en az birer çalışanı destek elemanı olarak görevlendirir. İşyerinde bunları aşan sayılarda çalışanın bulunması halinde, tehlike sınıfına göre her 30, 40 ve 50’ye kadar çalışan için birer destek elemanı daha görevlendirir. 2) İşveren, ilkyardım konusunda İlkyardım Yönetmeliği esaslarına göre destek elemanı görevlendirir. 3) Her konu için birden fazla çalışanın görevlendirilmesi gereken işyerlerinde bu çalışanlar konularına göre ekipler halinde koordineli olarak görev yapar. Her ekipte bir ekip başı bulunur. 4) İşveren tarafından acil durumlarda ekipler arası gerekli koordinasyonu sağlamak üzere çalışanları arasından bir sorumlu görevlendirilir. 5) 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü yerine getirmek üzere bir kişi görevlendirilmesi yeterlidir.

Risk Analizi

İş yerlerinde mevcut olan tehlikeleri veya dışarıdan gelebilecek olan tehditlerin belirlenmesi ve bunların riske dönüşme olasılıklarını değerlendirerek alınabilecek kontrol tedbirlerinin kararlaştırılmasını amaç edinir. Kısaca “risk analizi” riskleri kabul edilebilir düzeye çekecek faaliyetleri değerlendirme ve kontrol etme mekanizmasıdır. “Risk değerlendirmesi” yaparken tehlikenin kaynağı, doğabilecek aksaklıklar ve tehlikenin olma olasılığı hesaplanmalıdır. “Risk analizi” yaparken kaza ve tehlike olguları çok dikkatle incelenmelidir. Tehlike, yapılan işte kontrolün kaybedildiği durumdur. Tehlike ise kazaya, kontrolün kaybedilmesine neden olan ana olaylardır. İş yerinde “risk analizi” yapmak çok karmaşık bir olay değildir. Üstelik mevcut iş yerinde olabilecek kazaları ve tehlikeleri en iyi iş veren bilir. “Risk değerlendirmesi” yaparken şu beş basit adım takip edilmelidir: 1.Tehlikelerin belirlenmesi İlk olarak çalışma ortamında çalışana, ürünlere ve teçhizatlara nelerin zarar verebileceği saptanmalıdır. 2.Tehlikelerin değerlendirilmesi Tehlikeler belirlendikten sonra, bu tehlikeler için değerlendirme yapılır, hangileri için ne tür önlemler alınacağı saptanır ve hangileri için risk derecelendirilmesi yapılması gerektiği belirlenir. 3.Risklerin derecelendirilmesi Bir önceki adımda risk derecelendirilmesi yapılmasına karar verilen tehlikeler için her biri için tek tek risk ağırlık oranı belirlenir ve tehlikeler önem sırasına konur. 4.Kontrol önlemlerinin uygulanması Önceki adımlarda belirlenen ve önlemleri belirlenen tehlikelerin önlemleri hemen alınır ve bir daha ortaya çıkmaması için kontrol mekanizmaları geliştirilir. Bu süreç biraz maliyetli ve zaman alacak bir adımdır. 5.Denetim, izleme ve gözden geçirme İşyerinde uygulanan risk yönetiminin tüm aşamaları ve uygulanması düzenli olarak denetlenir, izlenir ve aksaklık gösteren yönler gözden geçirilir. “Risk değerlendirmesi” yapma sonucunda işverenin elde edeceği kazançlar ise; olarak sıralanabilir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 10. maddesi gereği, iş sağlığı ve güvenliği için “risk değerlendirmesi” yapmak veya yaptırmak zorunlu hale gelmiştir. Bu yükümlülük tüm işverenler için bir zorunluluktur. Aksi halde “risk değerlendirmesinin” yapılmadığı tespit edildiğinde, aynı yasanın 26. Maddesi gereği “risk değerlendirmesi” yapmayan veya yaptırmayan işverene cezai işlem uygulanır.

Patlamadan Korunma

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamınca çıkarılan “Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunma Hakkında Yönetmelik” 10.Maddesi gereği, patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan işyerlerinde işveren; işyerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacı ile patlamadan korunma dokümanı yaptırmakla yükümlüdür. Patlamadan Korunma Dokümanı Hazırlaması Gerekli İşyerleri:30.04.2013 tarihli 28633 Resmi Gazete Sayılı “Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunma Hakkında Yönetmelik” Madde-2 ‘de belirtilen işyerleri ve ekipmanlar haricinde; 1) Kimyasal maddelerin imalatının ve/veya depolamasının yapıldığı işyerleri, 2) Kimyevi tahlil laboratuvarları, 3) Basınçlı gaz tüpleri depolanması, dağıtımı ve dolumu yapan yerler, 4) Boyahaneler, 5) Marangozhaneler, Ahşap ve kereste imalatı yapan işyerleri 6) Un, şeker fabrikaları, 7) Metal döküm sanayii, 8) Benzin istasyonları, 9) Deri ve Suni deri imalatı yapan işyerleri, 10) Kâğıt Fabrikaları, Vb. işyerlerinde veya bu işler işletmenin bir bölümünde gerçekleştiriliyor ise Patlamadan Korunma Dokümanı Hazırlanması Gereklidir. Kapsam Dışı Olan yerler: 1) Hastalara tıbbi tedavi uygulamak için ayrılan yerler ve tıbbi tedavi uygulanması, 2) 01/04/2011 tarihli ve 27892 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik (2009/142/AT) kapsamında yer alan cihazların kullanılması, 3) Patlayıcı maddelerin ve kimyasal olarak kararsız halde bulunan maddelerin üretilmesi, işlemlerden geçmesi, kullanımı, depolanması ve nakledilmesi, 4) Sondaj yöntemiyle maden çıkarma işleri ile yeraltı ve yerüstü maden çıkarma işleri, 5) Patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerde kullanılan her türlü taşıma aracı hariç, uluslararası antlaşmaların ilgili hükümlerinin uygulandığı kara, hava ve suyolu taşıma araçlarının kullanılması Patlamadan Korunma Dökümanı Hazırlamada Lider OSGB Farkı: 1) LİDER OSGB, ATEX standartları ile IEC 60079-10 standartlarına hakim, patlayıcı ortamlar ve kimyasallar konusunda deneyimli uzmanları ile işyerinize özgü profesyonel bir patlamadan korunma dokümanı oluşturacaktır. 2) Doküman sayesinde işyerinizin Risk Haritalandırması çıkarılacak ve aksiyon planı oluşturulacak, doğru ve etkili şekilde gerekli önlemleri almanız konusunda en iyi rehberlik ve danışmanlık desteği verilecektir. 3) Patlamadan korunma prosedürleri, talimatlar ve diğer dokümantasyon sistemini kuracaktır. 4) Çalışanlarınız karşı karşıya olduğu tehlikeler hususunda özel olarak eğitilecektir. 5) Çalışanlarınızın kullanması gereken kişisel koruyucu donanımlar kişisel ve iş bazlı olarak tespit edilecektir. 6) Uygun ATEX ekipmanlarının seçilmesi, SIS (Safety Instruments System) kurulması konusunda danışmanlık yapılacaktır.

Ramak Kala Olayının Tespiti

Hayatı yeni öğrenmeye başlayan küçük çocuğunuzun, elektrik prizinin deliklerine parmağını sokmaya çalıştığını gördüğünüzde ne yaparsınız? Hemen koşup çocuğu alarak oradan uzaklaştırırsınız değil mi. Ya sonra? Sizin görmediğiniz bir anda, metal bir maddeyi yeniden oraya sokmaya çalışacağını düşünerek hemen bir önlem alır mısınız? İşte bu noktada yapılacak uygulamalarda, kazaların önlenmesi için atılacak adımlarda güvenlik kültürü kendini gösterir. İş güvenliğinde İş kazasının tanımı; İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olaydır. (6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu) Herhangi bir kaza olayı yaşandığında işyerinde kaza araştırması yapılıp, kazanın oluşmasına neden olan etkenlerin analizi yapılır. Kazalı işçi, bölümde çalışan ustalar, üretim sorumluları, teknik elemanlar gibi iş güvenliği ile ilgili herkesin görüşü değerlendirilip alınacak önlemlere karar verilir. Risk analizine ilaveler yapılır, eğitimlerde yaşanan kazalar hakkında bilgi verilir. Ve iş güvenliğine dair daha birçok çalışma yapılır. 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun özü, uzun yıllardır süregelen reaktif süreç yönetimi yerine proaktif süreç yönetimini ön plana çıkarmayı hedeflemektedir. Kaza olayı yaşandıktan sonra çalışan, işveren ve ülke ekonomisi yönünden birçok kayıp söz konusu olur. Kazaya maruz kalan kişi; kazadan bedeni ızdırap duyar, sakat kalabilir, hatta hayatını kaybedebilir. İşveren açısından bakıldığında; kaza işin akışını durduracak, üretimi yavaşlatacak, verimlilik kaybına neden olacak, kaza sonucu iş yeri, makineler, araç gereçler zarar görecek, değişen oranda işgücü kaybı olacak, onarım giderleri ve üretim hacmindeki düşme nedeniyle gelir kaybı ortaya çıkacaktır. Ayrıca imaj kaybı oluşacak, maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalabilecektir. Tüm bunlara ilave olarak İşveren; işyerinde çalışanların birinin kazaya uğradığını görmenin üzüntüsünü duyacak, vicdani olarak acı çekecektir. Ülke ekonomisi açısından değerlendirildiğinde ise; TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri doğrultusunda, Türkiye’de çalışanların yüzde 2,3’ünün işle ilgili bir kazaya maruz kaldığı tespit edilmiştir.   Açıklanan verilere göre  2013 yılında iş kazası geçiren işçi sayısı 191.247 ile tüm yılların ortalamalarının iki katını da aşmıştır. GSMH rakamlarına göre iş kazaları ile meslek hastalıklarının yarattığı direkt ve dolaylı maliyetlerin toplamı yıllık en az 35 milyar TL’yi bulmaktadır. Bunlara ilave olarak %35 lik kayıt dışı istihdam oranının olduğu düşünüldüğünde kayda geçmeyen kazalarda oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan bu harcamalar, yine çalışanların cebinden çıkmaktadır. Tüm bunlara ilave olarak iş kazası nedeniyle nitelikli işgücü kaybı söz konusu olacaktır. İşyerlerinde iş güvenliğinin sağlanması, meydana gelen iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılması, engellenmesi için sadece devletin kanun çıkarması, işverenin birtakım önlemler alması yeterli değildir. Mutlaka çalışanların iş güvenliği sürecine dâhil edilmeleri gerekir. Çalışanların sürece dahil edileceği birçok yöntem olup, bu yöntemlerden biride ramak kala bildirimlerinin alınmasıdır. Kazanın ucuz atlatılması, gerçekleşmemiş kaza ya da az kalsın oluyordu denilebilecek; yaralanma veya kayıpla sonuçlanmayan olaylara ramak kala denir. Ramak kala ya bir tehlikeli durum, ya da bir tehlikeli davranış olayının sonucudur. Ramak kalalar yaşanacak iş kazalarının habercisidir, eğer engellenmezse kaza gerçekleşir!  H.W. HEINRICH in kaza piramidi teorisine göre; ramak kala diye tanımlanan ölüm ya da yaralanmanın meydana gelmediği her 300 iş kazasına karşı, 29 adet maddi hasarlı yada yaralanmalı iş kazası ve 1 ölümlü ya da ağır yaralanmalı iş kazası meydana gelmektedir. Buradan hareketle, maddi boyutlarına bakılmadan her iş kazasının kendisinden sonra gelecek ve sürekli olarak daha ağır sonuçlar doğuracak bir iş kazasının habercisi olduğu söylenebilir. Dolayısıyla, büyük küçük diye ayrım yapılmadan tüm kazaların yada ramak kalaların kayıt altına alınması, meydana gelecek kazaların önlenmesinde ve iş güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Çalışan dışında denetimle görevli kişilerin üretim sürecindeki tüm adımları birebir takip etmesi söz konusu değildir. Mesela, firmada yönetici üretim sahasını belki haftada bir kontrol eder. Üretim sorumlusu günde belki bir yada iki kez tüm işletmeyi kontrol edebilir. İş güvenliği uzmanı yada işyeri hekimi günde bir, belki haftada bir, eğer ki söz konusu işletme bir kobiyse belki de ayda bir denetler. Nitekim hiçbiri işi çalışan işçi kadar iyi bilmediği gibi işin tehlikelerini de işçi kadar bilmeyebilir. Çalışanların sürece dahil edilmemesi birçok tehlikenin görülememesine, yeterli iş güvenliğinin sağlanamamasına neden olabilir. Öncelikle ramak kala bildirimlerinin işletmeye sağlayacağı katkılar beyaz yaka personeline çok iyi bir şekilde anlatılmalı, yönetici kadrosundaki kişilerin yeterli iş güvenliği bilincine sahip olup, sürece sahip çıkması sağlanmalıdır. Yönetici yaşanan basit bir ramak kala olayında dahi, çalışanı ramak kala bildirimi yapmaya teşvik etmelidir. Yöneticilerinin bu konuya önem verdiğini gören çalışanın süreci sahiplenmesi çok daha hızlı olacaktır. Tüm çalışanlara, ramak kalaları tanımlamanın temel amacının, kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesindeki faydalarının ve ramak kalaların neler olabileceğinin anlatılması, çalışanların bu eğitimlere tabi tutularak bilinçlendirilmesi gerekir. Eğitimlere özellikle yöneticilerinde katılımı sağlanmalı, çalışanların herhangi bir ramak kala bildiriminde suçlanmayacağı, bildirimlerde herhangi bir çekincenin olmaması gerekliliği vurgulanmalıdır. İşletme içerisinde belirlenen yerlere ramak kala bildirim köşeleri hazırlanmalıdır. Bu köşelerde çalışanların ramak kala olayları yazabileceği formların olması ve bu formu doldururken örnek alabileceği ramak kala olayların da o köşede bulunuyor olması önem taşır. Çok önemli olan bu bildirimleri almak kısa vadede çok zor olabilir. Bildirimleri alabilmek için işyerinde çalışanlara küçük hediyeler almak, ödüllendirmek çalışanları daha fazla teşvik edebilir. Çalışanlardan alınan ramak kala bildirimlerine mutlaka geri bildirim yapılmalıdır. Geri bildirim formu hazırlanmalı; belirtilen ramakkala, yapılacak çalışmaya ilişkin yönetim görüşü, uygulama termin süresi,  tamamlanan çalışmalar bu bildirim formlarıyla çalışanlara duyurulmalıdır. Görüşlerine değer verilmesi, raporlanan problemin giderildiğinin veya en azından konu ile ilgilenildiğinin, verilen termin süresiyle problemin uygun olan en kısa surede giderileceğinin belirtilmesi diğer çalışanları da işyerindeki iş güvenliği sürecine dahil edecektir. İş Sağlığı ve iş güvenliği sürekli olarak canlı tutulması gereken bir süreçtir. Bu bakımdan ramak kala kayıtlarının tutulması işyerinde iş kazalarını önlemek için hayati önem taşımaktadır. Bu şekilde hem çalışanların hem işletmenin zarar uğramasının önüne geçilmesi mümkündür. Kazaların geliyorum dediğini, birçok kazanın meydana geleceğini haber verdiğini unutmamak gerekir.